28 Ağustos 2016 Pazar

DİKKAT!


DİKKAT!

Ve koca bir yılın ardından, yine insanın üstüne üstüne sökün edegelen, "beni benden alan" İstanbul sokakları. Dön dolaş, bilinen balık istifi değil, insan istifi, alabildiğine hınca hınç bir kalabalık. Hava sarı sıcak ve denilen o ki, daha da sıcak olacak. Sokaklar tıklım tıklım kalabalık. Her bir yanda, her türden insan mahşeri. Mini etekli, bıyıklı, sakallı, yakışıklı, güzel, çirkin, şişman, zayıf, çarşaflı, peçeli, turbanlı, pantolonlu, şortlu, kasketli, külahlı, silahlı, sarıklı, kravatlı, yalvaran gözlüler, az da olsa gülümser gibi-gibi olanlar, somurtanlar, hayat yorgunları, asık suratlılar, masum çocuklar, işportacılar ve dilenciler. Ama her elde son model mobil telefonlar.
“Aloo… Beni duyuyor musun. Tamam AVM’de buluşalım. Fazla vaktim yok, zamanında gel canım. Olmaz mı. Hadi öptüm.”
Hava sarı sıcak, sokaklar kalabalık.
Kafaya dikkat!
Kıça dikkat!
Yanı başında yürüyen, karına dikkat!
Çocuğuna dikkat!
Çantana dikkat!
Ceplerine dikkat!
Kazıklanmamaya dikkat!
Acaba taksici sizi doğru yoldan götürüyor mu, dikkat!
Tarhana çorbası trafiğe dikkat!
Konuşmalarına dikkat!
Akla gelebilecek her şeye dikkat!
Hayatta kalmak adına dikkat!
Hava sarı sıcak ve denilen o ki, daha da sıcak olacak. Ol bedenden pıtır pıtır akan “tüh tüh kırk bir buçuk kere maşallah” mavi boncuk terler. Siyah poşette kilosu 1,5 tl. olan, hani salatasının tadı da pek bir merak edilen Çanakkale tarla domateslerinin ağırlığı.
Kafanıza her an her yerden bir şeyler düşebilir.
Kıçınıza her an parmak atılabilir.
Karınıza birileri her an laf atabilir.
Çocuğunuz her an kaldırım taşına takılıp, tökezlenip yüz üstü düşebilir.
Çantanız her an sizden uzaklaşabilir.
Ceplerinizde her an başka eller dolaşabilir.
Yüzlerce yıl önce keşfedilen ve dünyanın kaderini değiştiren tekerlekler her an bedeninizin üzerinde seyr-i sefere çıkabilirler.
Korsan kitap tezgahında Orhan Pamuk’un altı yılda yazdığı kitap 5 tl. Müşteriler arasından, güç bela sıyrıldı önlere doğru ve ardından bağırdı (modern görünümlü Cumhuriyet kadını olarak kabul gören teyze);
“Evladım Nutuk var mı?”
Kitaplarına iyice göz gezdirdi ve ardından üzgün bir eda ile yanıt verdi, tezgahtar Kürt çocuk.
“Abla Nutukkk… mu dediniz (O da nedir loo? Yenilir mi, içilir mi?). Yoktur abla ama yarın mutlaka gelir. Abiler, ablalar buyurun; Orhan Pamuk sadece 5 lira.”
Hava sarı sıcak ve denilen o ki, daha da sıcak olacak. Yeşil poşette kilosu 2 tl. iştah açıcı rengi ile tadı merak edilen, mürdüm eriklerinin kurşun ağırlığı.
Eşarp 5 tl. Üç eşarp alırsan 10 tl. Renk renk buyur seç beğen al.
Ona dikkat, buna dikkat. Engelleri aşıp akıp giden, yoran, bitap düşüren hayata dikkat.
Jan janlı vitrin camlarında “Bizimle çalışmak ister misiniz?” gibi abes sorular.
Kalabalık çok kalabalık. Daha da kalabalık olacak. Suriye’deki iç savaştan daha çok insan can havli ile kaçacak. Rivayet o ki, var olagelen kalabalık daha hayli çoğalacak. Hareket halinde insan kolonileri.
Kampanyamızı sakin kaçırmayın. Ooh ne güzel, ne rahat, yan gelde keyfine bak, Kampanyalı lüküs hayat."
 Öylesine bir güven veriyordu ki pala bıyıklı pazarcı, olmadık anda nutkumuz tutuldu, akıl edip tadına da bile bakmadık. Acı olduğunu söyledi. Acaba beyaz poşetteki kıl biberler acı mı?
Hava sarı sıcak ve denilen o ki, daha da sıcak olacak. Dikkat etsen de etmesen de kıçından maviş maviş boncuk terler akacak! “Ve hayat her şeye rağmen güzel be kardeşim.” Kısmet bu, hani olmasa da ince belli çıtır bir sevgilin, al çıtırından susamlı bir simit, çıtır çıtır hayatın tadını çıkar.

İstanbul, 28 Ağustos 2016


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KORKU

      KORKU   “Elimde değil Olric! Ne efendimiz? Elleri Olric elleri…”   Oğuz Atay - Tutunamayanlar   Fırtınalı bir denizin da...